"Son yıllarda "Nanobakteri" olarak adlandırılan yeni bir bakteri türü ile ilgili yapılan çalışmalar büyük ilgi çekmektedir. Bu konuyu dünya gündemine taşıyan Kajander isimli araştırmacının böbrek taşları ile nanobakteriler arasındaki ilişkiyi ortaya koyan çalışması , tüm dünyada heyecan yaratmış ve bu konuda çeşitli çalışmaların başlamasına neden olmuştur. "Nanobakteri" terimi otonomik olarak çoğalabilen ve karbonat apatit oluşturabilen çok küçük partiküller (0.2 µm) için kullanılmaktadır. Yapılan incelemelerde bu bakterilerin rutin mikrobiyolojik besiyerlerinde üreyemedikleri, bakteriyolojik boyalarla kolaylıkla boyanamadıkları ve fikse edilemedikleri, tüm hücre kültürlerinde ise üreyebildikleri bildirilmektedir. Bu bakteri Proteobakterilerin - α-2 alt grubunda yer almakta ve üremeleri immun yöntemler, ELISA, optik dansite, mikroskobik sayım gibi yöntemlerle saptanmaktadır. Nanobakterilerin tanısında Dulbecco'nun modifiye eagle besiyeri (DMEM), transmisyon ve scanning elektron mikroskopları kullanılmaktadır. Nanobakteriler insanlarda kan, böbrek ve dental pulpa taşlarından, ayrıca hayvan serumları ve hücre kültürlerinden izole edilmişlerdir. Buna karşılık, bir grup araştırmacı ise nanobakterilerin varlığının henüz kanıtlanmadığını ve böyle bir bakteri türünün olmadığını bildirerek bu çalışmalara karşı çıkmaktadırlar.